Posts

epik bir şiir

 bu gerçek hayat mı yoksa sadece bir hayal mi?  bir heyelana kapıldın,  gerçeklikten kaçışın yok  aç gözlerini, göğe bak ve gör _____________________________________________________  ben zavallı biriyim sadece, acınmaya ihtiyacım yok,  haydan gelir huya giderim çünkü  bazen yüksekte bazen alçaktayım,  rüzgarın nereye estiğinin bir önemi yok _____________________________________________________  ne yani beni durdurup suratıma tükürebileceğini mi sandın?  ne yani beni sevip ölüme terk edebileceğini mi sandın?  ah, bebeğim, bunu bana yapamazsın bebeğim  hele çıkayım, buradan, hele bir çıkayım!

trajik söylemler

eskisi gibi kitap okuyamıyorum ve bu durumu sanırım kabullendim. yapamadığım, başaramadığım her şeyin sorumlusu benim. bu hayattan ne istediğimi bilmiyorum, umutla umutsuzluk arası yine de bir şeyler bekliyorum, soğuk bir mermerin üzerinde uzanmış vücudum boylu boyunca iğnelenirken, ben -sadece-, sabırla, bekliyorum. sıradan insanlar gibi bir hayatım olacak, sıradan bir okul hayatım, sıradan iş arkadaşlarım, üzerine sıradan bir adamla evlenip, üzerine 2 çocuk yapıp hayatımı onlara adadıktan sonra bir gün damar tıkanıklığından TAK ölüp gideceğim diye, ödüm kopuyor. bu zinciri kırmak için neler yapabilirim? bu senaryoya ait değilim, bundan eminim. kendimi tanıyorum. ne istediğimi değil ama, ne istemediğimi biliyorum. 40 yaşına geldiğimde, üçlü koltuğa uzanmış bugün ne kadar çok hasta baktığımdan sızlanırken, eşimle birlikte televizyonda yalanlarını peşi sıra sayıp döken politikacıları mı izleyeceğiz? bunun üzerine konuşacağız bir de? geleceğimiz ne olacak, çocukların okulu, evin aidat

ehlileştirilmek

merhaba, yeniden. geri dönmem neredeyse bir yılımı aldı. bu bir yılda hayatımda inanılmaz değişiklikler olduğu aşikar. yine de aşırı boş bir yaz tatili geçirdiğimi söylersem yanılmış olmayız. saat sabahın 4 buçuğu oldu. uyku düzenimin hiç bu kadar sapıttığını hatırlamıyorum. bilgisayarın ışığı artık gözlerimi acıttığı için annemin nemlendirici damlasından 2 tüp gözüme boşaltıp kahve yaptım kendime. aşırı gerildim çünkü annem uyanırsa ve beni sabahın 4ünde mutfak sandalyesine tünemiş, nemli gözlerle kahve yaparken yakalarsa gerçekten endişelenebilir. antrenin lambasını açmadan buzdolabının ekran ışığına tutarak kahvemin süt dengesini nihayet tutturup ardından tırıs tırıs odama geri döndüm.  yıldızlar ve işaretlerle yüklü bu gecede, kendimi ilk kez dünyanın tatlı kayıtsızlığına bırakıyordum. _________________________________________________________________________________ sadece ben ve beni rahat bırakmayan zihnim ;  bir plak gibi sürekli dönen, dönen, dönen zihnim ve huzursuz,

anne, ben kimim?

merhaba, çocuklar. şu dönemde idrak ettiğim bir şey varsa o da gidişatını değiştiremeyeceğim şeyler hakkında endişelenmemem gerektiği. hayatımda oturttuğum taşlardan bir tanesinin bile yeri kontrolüm dışında değiştiği zaman neredeyse aklını yitiren bir kontrol manyağı olduğumu düşünürsek, bunu kabullenmem benim için küçük çaplı bir başarı bile sayılabilir. karşılaştığım her krizde ya da belirsizlikte olduğu gibi, evdeyim, mutfaktaki balkonda oturmuş geleceğimi kestirmeye çalışıyorum. süt ayarını bir türlü tutturamadığım kahvemin pürüzsüz yüzeyinde 30 yaşındaki halimin yansımasını izliyorum. neden mi 30? van gogh'un şöyle bir demeci vardı 30 yaşla ilgili, "her şeyin 30'da bitmiş olduğu doğru değil. fakat, yaşamın veremeyeceğini anladığın birtakım şeyleri beklememeyi öğrenmiş oluyorsun." balkonun tam karşısında, denizin ilerisindeki dağları aşmaya çalışıyorum. günleri, ayları, yılları bir bir atlıyorum. sonra yine başa dönüyoruz. 2017 yılının ağustos ay

yolda

merhaba. aylardir buranin tozunu almiyorum. halbuki surekli yazacagima kendim dahil cevremdeki herkesi inandirmistim. subat 2017'den bugune kadar, oraya ya da suraya karalamis oldugum "seylerin" minik bir derlemesini yaptim. tam olarak bir isim, kategori bulamadim bu yaptigim seye. kesik cumleler toplulugu falan, olabilir mi? belki.  zorlamayalim ama bunu. birakalim daginik kalsin. simdi bir bakalim. 1: hayatimda hicbir duzenimin olmadigi bir periyotta sesli kitaplar'dan tolstoy-itiraflarim'i dinlerken yan sekmede kuzey isiklarini gorebilmek icin ne kadar paraya ihtiyacim oldugunu arastirdigim o gece 2: her seyin guzel olacagini bu kez benim ablama  soylemem 3: sabaha karsi hirpalanmis bir sokak kopegini sevip ileriye donuk planlar yaparken ayazin bileklerimi bicak gibi kesmesi 4:anatomi calisirken sabahladigim etut odasinda babami 6 aydir hic gormedigimi dusunurken isigin artik gozlerimi yakmasi 5: iki saatlik uykuyla dahi dinamikligimi, sabrimi, tah